17 Temmuz 2016 Pazar

   Bir bölgede yaşayan canlı türlerinin sayıca fazla olmasına Biyolojik Çeşitlilik denir. Yaşadığımız çevredeki biyolojik çeşitliliğin çok olması doğal zenginliklere sahip olduğumuzu gösterir. Ülkemizde biyolojik çeşitlilik açısından oldukça zengindir. Ülkemizde farklı ekosistemlerde yaşayan çok sayıda bitki ve hayvan türü bulunmaktadır. Biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça zengin olan ülkemizde özellikle hayvancılık, eczacılık, tıp, tarım, sanayi ve ormancılık alanında kullanılan türler önem kazanmaktadır.
      Hayvancılıkta ülkemizin şartlarına uyum sağlamış sığır, koyun, keçi ve tavuk gibi türleri yetiştirilmektedir.
      Balıkçılıkta alabalık, levrek ve kefal önemli yere sahiptir.
      Ormancılık alanında ülkemizde çam ve meşe türleri önemli bir yere sahiptir.
      Sebze ve meyve alanında ahlât, acur, çitlembik, alıç, hünnap ve mürdümük gibi biyolojik zenginliklerimizin sadece bazılarıdır.

    Ekosistemlerdeki biyolojik zenginlik dünyayı yaşanabilir kılar. Temiz güzel bir doğaya sahip olmamızı, sağlığımızı korumamıza ve ekonomik açıdan rahat etmenizi sağlar..


Biyolojik Çeşitliliği Tehdit Eden Faktörler

1.      Hava Kirliliği
     Isınma ve enerji ihtiyacının karşılanmasında fosil yakıtlar kullanılır. Fosil yakıtlar kömür, petrol ve doğalgazdır. Bu yakıtların kullanıldığı fabrika bacalarından ve ulaşım araçlarının egzozlarından çıkan karbondioksit, karbon monoksit ve kükürt dioksit gibi gazlar hava kirliliğinin başlıca sebepleridir. Hava kirlenmesi sera etkisinin oluşmasına, ozon tabakasının delinmesine ve asit yağmurlarının oluşmasına neden olur. Dünya gündüzleri güneşten gelen ışınlarla ısınmakta geceleri ise savunmaktadır. Atmosferde biriken karbondioksit gibi gazlar geceleri dünyanın soğumasını engellemektedir. Buna Sera etkisi denir. Sera etkisi ile dünya gün geçtikçe ısınmaktadır. Dünyanın bu şekilde ısınmasına Küresel ısınma nedir. Ayrıca atmosferdeki su buharının karbondioksit ve kükürt dioksit gibi gazlarla birleşmesi ile Asit yağmurları oluşur. Asit yağmurları Tüm canlılara ve tarihi eserlere olumsuz etki etkisi vardır. Soğutma sisteminde ve deodorantların da kullanılan bazı gazlar ozon tabakasının delinmesine sebep olmaktadır.  Bunun sonucunda da Güneşten gelen zararlı ışınlar bizlere ve diğer canlılar ulaşarak kötü sonuçlara sebep olmaktadır.


Hava kirliliğinin önlenmesi için;

Ø  Fabrika bacaları ve arabayı eksozlarina filtre takılmalı.
Ø  Orman arazilerinin tahribatı önlenmeli.
Ø  Ağaçlandırma yapılmalı.
Ø  Deodorant, parfüm gibi ürünler fazla kullanılmamalı.
Ø   Kömür, Petrol, Doğalgaz yerine yenilenebilir enerji kaynakları kullanılmalıdır.


2.      Su Kirliliği
     Yeryüzündeki su kaynakları evrensel ve endüstriyel atıkların sulara boşaltılması, tarımda kullanılan gübre ve ilaçların sulara taşınması gibi olaylarla su kirlenir. Su  kirliliğinden tüm canlılar olumsuz etkilenir. Bu sularda yaşayan canlılar ölür. Bu sulardan içen İnsan ve hayvanlar bulaşıcı hastalıklara yakalanır.



Su kirliliğinin önlenmesi için;
Ø  Evlerden ve sanayi kuruluşlar kuruluşlarından çıkan atıkları arıtılmalı.
Ø  Su kaynaklarını tasarruflu kullanmalı.
Ø  Tarımda aşırı gübre ve ilaç kullanımı azaltılmalı.
Ø  Doğada parçalanmayan deterjan gibi ürünleri kullanmamalıyız.

3.      Toprak Kirliliği
     Plansız kentleşme, tarımda kullanılan ilaç ve gübreler, sanayi atıkları ve asit yağmurları toprak kirliliğinin başlıca sebepleridir. Toprakta biriken zararlı maddeler toprağın verimini azaltır. Toprakta yaşayan canlılara ve bitkilere, ayrıca bu canlılarla beslenen diğer canlılara da zarar verir.


Toprak kirliliğini önlemek için;
Ø  Sanayi ve evsel atıkları arıtmalı.
Ø  Geri dönüşüm uygulamalarını hayata geçirmeli.
Ø  Verimli topraklarda tarım yapmalı.
Ø  Tarımda gübre ve ilaç kullanımı azaltılmalı.
Ø   Toprak kaybına neden olan erozyon önlemek için gerekli tedbirler alınmalıdır.


4.      Orman Tahribatı
     Ormanlar birçok canlının yaşam alanıdır. Ormanlardaki sayısız ağaç fotosentez yaparak atmosfere temiz hava olan oksijeni vermektedirler. Fotosentez sonucu canlılar için besin üretilmektedir. Ayrıca kökleriyle toprağı tutan ağaçlar erozyon heyelan sel ve çığ gibi doğal afetlerde önlemektedir. Kereste elde etmek, yol yapmak yerleşim yeri açmak gibi sebeplerle ormanların tahrip edilmesi canlıların yaşam alanını yok etmekte ve canlıların yok olmasına sebep olmaktadır. Bütün bu sebeplerden dolayı ormanların korunması gerekir.


Orman tahribatının engellemek için;
Ø  İnsanlar bilinçlendirilmeli ağaç kesimi azaltılmalı.
Ø  Ağaçlandırma çalışmaları yapılmalı.
Ø  Orman ürünlerinden elde edilen tüketim malzemelerinin tasarruflu kullanılmalı.


5.      Nükleer Kirlilik
     Nükleer silahlar, bombalar, nükleer santraller oluşturduğu atıklarla nükleer kirliliğe sebep olur. Nükleer atıklar kanserojen etkiye sahiptir. Ayrıca canlıların genetik yapısını değiştirerek kalıtsal hastalıklara sebep olabilirler.
     Japonya'da 2011 yılında meydana gelen 8,9 şiddetindeki deprem ve deprem sonucunda oluşan Tsunami’den zarar gören nükleer santralin de çevreye yayılan radyasyonun ilerleyen yıllarda birçok kişinin kanser ya da başka hastalığa yakalananların olabileceğini söylüyor.


Nükleer kirliliği önlemek için;
Ø  Nükleer atıkları güvenli şekilde depolamalı.
Ø  Hastanelerde radyasyon yayan makinelerinin kullanımına dikkat edilmeli
Ø  Ülkemize yurt dışından gelebilecek atıklara karşı önlemler almalıyız.

     Tüm bu önlemlerin yanında çevre sorunlarına karşı insanların bilinçlendirilmesi çok önemlidir. Ülkemizde ve Dünyada çevre sorunları ile ilgilenen TEMA ve Greenpeace gibi kuruluşlar bulunmaktadır Bu ve benzeri kurslarının çalışmalarında görev alabiliriz.


Dünyada Nesli Tükenen Canlılar

      Dünya üzerinde doğal kaynakların bilinçsiz kullanımı, hızlı nüfus artışı, bazı hayvanların aşırı avlanılması, çevre kirliliğinin artması gibi etkenler sonucunda birçok canlı türü nesli tükenmektedir.
     Dinozor Mamut Moa ve Tazmanya Kaplanı bunlardan bazılarıdır. Halen de ülkemizde ve dünyada birçok canlı nesli tükenme tehdidiyle karşı karşıyadır.



0 yorum:

Yorum Gönder

TAKİPÇİLER

En Çok Okunan Konular